sıkça sorulan sorular

Soru - Cevap

 

  • Öncelikle Ülkemizdeki Su Kaynaklarının Önemini Vurgulamak İstedik

 

 Ülkemizde yaşanan hızlı nüfus artışı,kentleşme ve sanayileşme ile su tüketimlerinin artışının yanı sıra kaynak ve yer altı su rezervlerinin azalması, içme suyunun yüzeysel su kaynaklarından sağlanmaya başlanmasını zorunlu kılmıştır.Yüzeysel su kaynaklarının kullanımı ise içme suyu arıtma tesislerinin yapımını gündeme getirmiştir.

Bütün dünyada yerüstü ve yer altı su kaynaklarından azami yararın sağlanması için yoğun çaba gösterilmektedir.Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını yağışlar besler. Ancak yağışlar eşit koşullar altında meydana gelmediği için ülkemiz koşullarındaki akarsuların verimi ile talep edilen su miktarı arasında çoğunlukla bir uyuşma yoktur.

İhtiyaçların karşılanması için mevcut kaynakların en verimli şekilde kullanılması gerekir.Çoğunlukla büyük yatırım gerektiren su yapılarının projelendirilmelerinde ekonomik imkanların ve bu yapıların gerçekleştirilmesiyle doğacak ekonomik sonuçların mutlaka göz önünde bulundurulması ve iyi bir şekilde değerlendirilmesi  zorunludur.

       

 

Ülkemizde içme suyu temininde kullanılabilecek suların kalite sınıflandırması, Çevre Kanununa bağlı olarak çıkarılan, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği ile belirlenmiştir.

İnsan sağlığı ile doğrudan ilgili olan içme ve kullanma suyunun kalitesi için ise çeşitli ülkelerin ve kuruluşların az çok benzer standartları bulunmaktadır.

Ülkemizde, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından geliştirilen ve son revizyonu Nisan 1997’de yapılan, TS266- “Sular-İçme ve Kullanma Suları “standartlarına uyulmaktadır.Bu standartlar, son revizyonu ile Avrupa Birliği Konseyinin içme ve kullanma suyu standartlarına da uyumlu hale getirilmiştir.

 

  • Herhangi bir su kaynağının  içilebilir olması hangi koşullara bağlıdır:?

İçme ve kullanma sularında  aranan temel özellikleri aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz;

  • Su; kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır.
  • Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır.
  • Su tortusuz ve renksiz olmalıdır.
  • İçme suları kesinlikle bakteriyolojik kirlilik ve hastalık yapan mikroorganizma taşımamalıdır.
  • Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunmamalıdır.
  • Sular kullanım amaçlarına uygun nitelikte olmalıdır.
  • Sular agresif (aşındırıcı) olmamalıdır.
  • Agresif sular boruları korozyona uğratarak, borudan ayrılan elementler nedeni ile su kalitesinin bozulmasına sebep olurlar.

 

  • sudaki ağır metallerin zararları nelerdir ?

Arsenik , Kadmiyum , Krom , Kurşun , Civa  gibi bazı kimyasal maddeler zehirli etki yapabilir.Bununla birlikte Baryum , Nitrat , Florür , Radyoaktif maddeler , Amonyum , Klorür gibi maddeler içme suyunda sınır değerlerinin üzerinde bulunduğunda insan sağlığı açısından son derece zararlı ve kalıcı  etkileri mevcuttur.  Ayrıca bunların bazılarının suda varlığı da, suya kirli suların karıştığının göstergesidir.

  • Ham  Su Kaynaklarının kalite sınıfları var mıdır varsa nasıl sınıflandırılır?

Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, son revizyonu 31 Aralık 2004 tarihinde yapılan, Su Kirliliği Yönetmeliği’ndeki sınıflandırmaya göre kıta içi yüzey sular 4, yer altı suları 3 sınıfa ayrılmıştır.  Yönetmelikte bu sınıflara göre su kullanım alanları belirtilmiş  ve kalite kriterleri detaylandırılmıştır.

Aşağıda kalite sınıfları ve su kullanım amaçları belirtilmektedir.

Sınıf I Yüksek Kaliteli Su

Sınıf II  Az Kirlenmiş Su  

Sınıf III   Kirlenmiş Su

Sınıf IV  Çok Kirlenmiş Su

Sınıf YAS I  Yüksek Kaliteli Yer altı Suları  

Sınıf YAS II  Orta Kaliteli Yer Altı Suları

Sınıf YAS III  Düşük Kaliteli Yer Altı Suları  

 

  • İçme Suyu Arıtımında Hangi Parametrelere Bakılır?

Bulanıklık Renk Koku ve Tat Mikroorganizmalar  AzotToplam Çözünmüş Katılar  Çözünmüş Oksijen Florür Silis Klorür Sülfat pH5 Sertlik  Demir ve Mangan

  • Bulanıklık nedir? içme suyundaki etkileri nelerdir?

Bulanıklık askıda katı madde içeren suların ışık geçirgenliğinin bir ölçüsüdür.  Bulanıklığın nedeni suyun içindeki askıda maddelerden, gözle görünecek büyük tortulara kadar her şey olabilir.  Özellikle kum, kil, silis, kalsiyum karbonat, demir, mangan, sülfür gibi maddeler suda bulanıklığa neden olurlar. Yüzeysel sularda yüksek oranda bulunabilen bulanıklık, yağmurlarla taşınan topraktan veya suya karışan evsel ve endüstriyel atık sulardan kaynaklanabilir. Bu kirlenme sırasında organik maddeler kadar inorganik maddeler de suya karışır.  Suda bu maddelerin bulunması ayrıca bulanıklığın artmasına neden olan bakteri oluşumunu da destekler.

  • Bulanıklığın içme ve kullanma suyundaki önemi nedir?  

Bulanıklık kullanım amacı ne olursa olsun öncelikle estetik görünüm açısından önemlidir. Bunun dışında filtrasyon verimine, dezenfeksiyon sistemlerinin başarımına önemli etkileri bulunmaktadır.ayrıca sudaki renk tat ve koku problemlerinin başlıca kaynağı bulanıktır. İçilen suyun mutlaka berrak olması istenir.  Çünkü sudaki bulanıklık, suda canlı faaliyetleri’nin olması ile veya muhtemel bir kirli su karışması ile ilişkilendirilir ve sağlık riskleri taşıyabilir.  Bu nedenle içme sularının bulanık olması kabul edilmez

  • Sudaki renk neden kaynaklanır?

Suya renk veren hücreler; tanin, humik asit ve hümattır.  Yapraklar, kozalaklı ağaç meyveleri, ağaç ve sebze artıkları gibi organik maddelerin suyla temasında çözünmeleriyle meydana gelir.  Bu sular pek çok askıda madde ihtiva ederler.  Bazen demir de suda ferrik humat formunda bulunarak yüksek renk potansiyeli oluşturur.

Suların organik maddelerden kaynaklanan rengine “gerçek renk “denir.  Bunun dışında özellikle yüzey sularında askıda maddelerden oluşan renk gözlenebilir.Bu da “görünen renk “ olarak adlandırılır.

  • sudaki tat ve koku problemleri ve giderme yöntemleri nelerdir?

Sudaki koku ve tat problemini pek çok faktöre bağlıdır.Bunlar ; organik madde , canlı organizma faaliyetleri, demir, mangan ve korozyonun metalik ürünleri, fenol gibi endüstriyel atık kirliliği, klorlama, yüksek mineral konsantrasyonu ve çözünmüş gazlardır.

Genel olarak yukarıdaki faktörlere bağlı tat ve koku problemi içme ve kullanma suları için rahatsızlık vericidir.Ağızda hissedilen  tat duygusu ise aslında koku, tat ve sıcaklığın bir bileşimidir.  Eğer su numunesi belirgin bir koku ve sıcaklık içermiyorsa, hissedilen duygu gerçek tat olarak ifade edilir.Organik maddelerden kaynaklanan tat ve koku aktif karbon filtrelerle alınabilir.  Diğer koku ve tat problemleri klor, potasyum permanganat gibi oksidantlarla etkisiz hale getirilebilir.

  • sudaki mikroorganizmaların sağlığımıza etkileri nelerdir:?

Suda bulunabilecek mikroorganizma türleri, genellikle insan sağlığına zararlı hastalık yapıcı türlerden oluşur bu hastalıklar genellikle salgın şeklinde kendisini göstermektedir. Yapılan analizlerde anaç olarak belirtilen bakteri türleri görülmesi durumunda mutlaka dezenfeksiyon yöntemlerinin uygulanması önerilir

  • suda bakteri olduğunu nasıl tespit edebiliriz?

Suda bulunan bazı mikroorganizmalar (bakteriler, virüsler, protozoalar vb.) hastalık yapıcıdır.  Suda bunların varlığı ise sadece analizlerle anlaşılabilir. Hastalık etkenleri olan mikroorganizmaların bakteriyolojik analizleri zor olduğundan, suda koliform bakterisi (özellikle E-koli olarak bilinen)  Escherichia, Streptoroccus, Faecalis ve Clostridium, Perfringes sporları gibi gösterge (indikatör) mikroorganizmalar araştırılır.

  • Dezenfeksiyon nedir? Çeşitleri nelerdir?

Bir içme suyu kaynağı tahlil edildiğinde E-coli bulunmuşsa, bu suyun insan, memeli hayvan veya kuşların dışkılarıyla kirlendiği anlaşılır.  Suda bulunan hastalık yapıcı mikroorganizmaların giderilmesi işlemine dezenfeksiyon denir.  Suların dezenfeksiyonu, klor, kloramin, ozon, klordioksit, brom, iyot ve potasyum permanganat gibi kimyasal madde ilavesiyle veya ultraviyole (U.V.) ışınları veya kaynatılarak yapılabilir.

  • Dezenfeksiyon yöntemlerin avantajları dezavantajları nelerdir?

Bu yöntemlerin her birinin avantaj ve dezavantajları vardır.  Ozon kuvvetli bir dezenfektan olması ve hızlı etki etmesine karşın son derece kararsız bir bileşiktir.  Bunun yanı sıra üretimin pahalı olması gibi bir sakıncası vardır. UV’ de etkisi hızlı bir dezenfeksiyon araçlarındandır.  Klor kuvvetli ve ozona kıyasla daha kararlı bir dezenfektandır.  Ancak suya koku ve tat verir ki Bu koku ve tat aktif karbonla alınabilir.

  • hangi dezenfeksiyon yöntemi su arıtımında daha yaygın kullanılır?

Bu yöntemler arasından sadece klor, dezenfektan etkisini boru hattında da devam ettirerek, su gerçek anlamda kullanılıncaya kadar etkisini sürdürülür.  Ozon ve UV’ de bu tür bir etki söz konusu değildir.  Bu yüzden UV üniteleri kısa hatlarda ve genelde depo çıkışlarında kullanılır

  • Suda azot bulunması ve giderme yöntemleri nelerdir?

Azot doğal dolanımı olan, bakteriler tarafından besi kaynağı olarak kullanılan ve kimyasal yollardan değişik oksidasyon kademelerinde bulunabilen ve sularda sık sık görülen bir parametredir. Azot başlıca; nitrifikasyon ve denitrifikasyon ile biyolojik arıtma, damlatmalı filtrelerle arıtma, yer altı suyunun yapay olarak beslenmesi ve kuyulara çekilmesi, kırılma noktası klorlaması, yüksek pH eşliğinde havalandırma, iyon değiştirme ve ters osmoz yöntemleri ile giderilebilir.

  • Sudaki amonyak nasıl oluşur sağlığımıza etkileri nelerdir.?

Doğal sularda genellikle amonyum azotu (NH4) halinde, kimyasal ve fiziksel olaylar veya mikroorganizma faaliyetleri sonucunda oluşur.  Kimyasal veya fiziksel olaylar sonucunda oluşan amonyağın sağlığa zararı yoktur.  Ancak mikroorganizma faaliyetleri sonucunda oluşan amonyak, organik madde kaynaklı olması ihtimali bulunduğundan sakıncalıdır.

  • Suda nitrit gözlenmesi sakıncalımıdır?

Nitrit’in içme suyunda bulunması ise kesinlikle istenmez.  Güneş ışığı ve bazı bakteriler nitritleri nitrata dönüştürür.

 

  • Nitrat nedir içme suyundaki etkileri nelerdir?

Nitrat, azotlu organik bileşiklerin son yükseltgenme ürünüdür.  Genellikle kuyu sularında fazla bulunur ve sürekli içilmesi halinde bebeklerde blue-baby denilen tehlikeli bir hastalığa neden olur.

Nitratlar suya topraktan geçmiş olabilir.  Fakat amonyak ve nitrit varlığından kaynaklanıyorsa önlem alınmalıdır.  Çünkü suda nitrit bulunması suda kirlenmeyi ifade eder.  Nitritler ile  birlikte yüksek miktarda organik madde de bulunursa daha da büyük bir kirlenme söz konusudur.  Amonyak’ta bazı türlerin çoğalmasına sebep olur ki bunlar suya kötü koku verirler.

  • suda çözünen katı  maddeler ve bunların sağlığımıza etkileri nelerdir?

Sudaki toplam çözünmüş katılar, inorganik tuzlarını ve az miktarda da organik maddeleri içerirler.  Gerek yüzey suları gerekse de yer altı suları, temas ettikleri toprak ve kayaçlardan mineral çözerler.  Çözünmüş inorganik maddeler suda iyon olarak bulunur.

 

Suda bilinen en genel iyonlar aşağıdaki gibidir;

Katyonlar ; Ca+2 , Mg+2 , Na+2 , Fe+2 , Mn+2

Anyonlar ; HCO-3  , Cl-1 , SO4-2 , NO3- , CO3-2

 

Bunların yanında sular ağır metal iyonlarını (kurşun, civa, kadmiyum vb.) ve organik maddeleri de içerebilir.  Çözünmüş organik kimyasalların(pestisitler, herbisitler gibi )çok az miktarları bile insan ve hayvanlar üzerinde toksik (zehirli) etki gösterirler. Trihalometanlar (THM) ve dioksin gibi suda çözünmüş organik maddelerin çoğu ise kanser yapıcıdır.  Bu tip organikler suda çözünmüş iyon formunda ve düşük  konsantrasyondadırlar.

  • Çözünmüş Oksijen Nedir Su Arıtımındaki Öenmi Nedir?

Çözünmüş oksijen, su içinde çözünmüş halde bulunan oksijen konsantrasyonudur. Tatlı sularda (1 atm  basınçta), havanın oksijeninin çözünürlüğü (0o’de) 14.6 mg/lt ve (35oC’de) 7 mg/lt’dir.  Oksijen suda çok az çözünen bir gaz olduğundan çözünürlüğü, sıcaklık ve atmosfer basıncı ile doğrudan değişmektedir. Sudaki minerallerin miktarı, oksijeni çözme yeteneğini etkiler.  Saf suda, yüksek mineral içerikli suya göre daha çok oksijen çözünebilir.  Bu nedenle, deniz suyu ve kuyu suları, taze yüzey sularına göre daha az çözünmüş oksijen içerirler.

  • Suda Bulunan Florür’ün Sağlığımıza Etkileri Nelerdir?

Sularda bulunan florür, miktarına bağlı olarak , insan sağlığına yararlı veya zararlı olabilir.  İçme suyu için tavsiye edilen değer  1 mg/lt’dir. Bu değerin dişler için faydalı olduğu ve diş çürümelerini azalttığı bilinmektedir.

  • Florür Arıtma Yöntemleri Nelerdir?

Florür; ters osmoz, alüminyum sülfat, magnezyum veya kalsiyum fosfat gibi kimyasallarla arıtım, aktif karbon, aktif alüminyum oksidi, granüler trikalsiyum fosfat yatakları veya iyon değiştirici reçinelerle süzme yöntemleri ile giderilebilmektedir.

  • Suymuzda yoğun miktarda silis var bu nedir? Nasıl oluşur? Nasıl arıtılıR?

Pek çok suda silis (SiO2) bulunmaktadır.  Çünkü silis doğada en çok bulunan elementtir.  Silisin içme sularında bulunmasının sağlık açısından büyük bir sakıncası yoksa da kazan taşları oluşturduğundan besleme suyunda bulunması istenmez

Suda kolloid ve kristaloid halde bulunabilirler.  Kolloid halde iken koagülasyon ve filtre prosesleri ile arıtılabilirler.  Kristaloid halde bulunduğunda ise klasik proseslerle arıtımı güçtür.

 

  • Su arıtımında uyguladığımız dezenfeksiyon yöntemlerinde istediğimiz başarıyı alamıyoruz nerede hata yapıyoruz sizce  nelere dikkat etmemiz gerekir?

Dezenfeksiyon etkili olabilmesi için dezenfektanın sudaki organizmalarla tam temasının sağlanması gerekir.ancak özellikle kanalizasyon atıklarından karışan patojenler sudaki katı maddelerin bünyesine girerek dezenfektandan kurtulabilmektedirler.  Bu nedenle içme suyu olarak kullanılacak sularda bulanıklığın düşük değerlerde olması istenir. Öncelikle suyunuzda bulanıklık varsa bunu arıttıktan sonra bu yöntemi kullanmanızı taviye ederiz

  • Filtre Kullanmamıza Rağmen Sudaki Bulanıklığı Gideremiyoruz Ne Önerebilirsiniz?

Bulanıklığın artması suyun filtrasyon maliyetini de artırır.  Yüksek bulanıklık yavaş kum filtrelerini kullanılamaz hale getirebilir.  Hızlı kum filtrelerinde yıkama aralıkları kısalır , işletme maliyeti artar. Yüksek  bulanıklık içeren suların bu nedenle kimyasal koagülasyonla ön işlemden geçirilmesi gerekir.

  • Fabrika içinde kullandğımız kuyu suyunda klorür miktarı yüksek çıkmıştır. Bu parametre zararlımıdır? Etkileri nelerdir?

Klorür, tüm doğal veya kullanılmış sularda çok yaygın bir şekilde bulunan iyondur.Sulara yer altı formasyonlarından çözünme yolu ile yada tuzlu su – tatlı su girişimleri sonucu katılabilir.Klorürün normal konsantrasyonları sağlık açısından sakıncalı olmamakla birlikte , 250 mg/lt’den yüksek konsantrasyonlarda hissedilen tuz tadı nedeniyle içimi zorlaşır.Klorür ayrıca suyun iletkenliğini artırdığı için korozyonu kolaylaştırır. Konsantrasyonun yüksek olduğu sularda klorür; tat, korozif eğilim yada yumuşatma prosesine yaptığı ters etki ile varlığını gösterir.

  • sulama amaçlı kullandığımız suyumuzda sülfat değerlerinin normalden yüksek olduğu saptanmıştır. bunun sulama için yararı veya zararı varmıdıR?

Sülfat sulara doğal yollardan karışan en önemli iyonlardan biridir.  Bütün doğal sularda değişen miktarlarda sülfat bulunur.  Bazı endüstriyel atık sularında sülfat içeriği fazladır ve doğal sulara karıştıklarında sülfat miktarını artırırlar.

Sülfür bileşikleri, çeşitli reaksiyonlar sonucunda oluşturdukları tat , koku ve korozyon gibi problemleriyle önemli kirletici durumundadırlar.  Suda yüksek oranda sülfat bulunmasının sonucu; yüksek sertlik, sodyum tuzu ve asiditedir.

  • Ph nedir? içme suyundaki ideal ph oranı kaçtır?

pH,  suyun asitlik veya bazlık durumunu gösteren logaritmik bir ölçüdür.  Çözeltide bulunan H+ iyonu konsantrasyonunu ifade eder.  Saf su H+ ve OH- iyonları açısından dengededir ve pH değeri  7’dir.pH, H+ iyonlarının elektrik potansiyellerine bağlı olarak veya renk indikatörleri ( örn; fenolfitalein) ile ölçülebilir.pH<7 ise ortam asidik , pH>7 ise ortam baziktir. Çevre mühendisliği uygulamalarında sık kullanılan pH değeri , su temininde kimyasal koagülasyon, dezenfeksiyon, sertlik giderme ve korozyon kontrolü gibi işlemlerde önem taşır.  TS-266 ya göre, içme sularında Ph : 6.5-8.5 tavsiye edilen değerdir.  Ancak bu parametre içme suyunun güveliği hakkında doğrudan bilgi vermez.

  • Sudaki Ph Değerlerinin Düşük Yada Yüksek Olmasının Etkileri Nelerdir.?

Düşük pH’li ve düşük Toplam Çözünmüş Katı içerikli sular, korozif oldukları için borulardaki birtakım zehirli metalleri çözebilirler. Yüksek pH’ı yükseltgen kimyasalların zararlı olup olmadığı belirlenmelidir.Bu nedenle, arıtılmış sular pH’ı düzeltildikten sonra tüketime verilirler.

  • Sudaki Sertlik Nasıl Oluşur?

Sertlik, su içinde çözünmüş (+2) değerlikli iyonların (Ca+2, Mg+2, Sr+2, Fe+2, Mn+2 vb), varlığının sonucudur.  Ca+2  ve Mg+2, iyonları doğal sularda diğer iyonlardan daha fazla bulunduklarından, çoğunlukla sertlik Ca+2 ve Mg+2 iyonlarının toplamı olarak ifade edilir.  Diğer iyonlar genellikle kompleks formda oldukları için sertliğe fazla bir katkıları olmaz.

Sular, mg CaCO3 /lt olarak toplam sertliklerine göre, aşağıdaki gibi sınıflandırılabilirler;

Yumuşak su: 0-75        

Orta sertlikte su: 75-100    

Sert su: 100-300  

Çok sert su: >300     

 

  • Sertlik Derecelerini Birbiri Arasında Nasıl Oranlayabilrim ?

Sertlik yaratan maddelerin, eşdeğer kireç türlerinin karşılıklarına göre tanımlanmış sertlik dereceleri, genellikle Fransız, Alman ve İngiliz sertlik dereceleri cinsinden ifade edilir.

Fransız Sertlik Derecesi (1Fr)  :  10 mg/lt CaCO3   

İngiliz Sertlik Derecesi (1En)  :  14,3 mg/lt CaCO3

Alman Sertlik Derecesi (1De)  :  17,8 mg/lt CaCO3

  • Sudaki Kirecin Zararları Ve Arıtma Yöntemleri Nelerdir?

Sertlik artışı, suyun iletkenliğinin de artmasına sebep olur. Bununla birlkte hatlarda kireç tabakasının oluşumuna, giysilerde ve deride kireç kalıntılarının birikimine, temizlik sarf malzemelerinin sarfiyatında artma,makineların suyla temas halinde olan parçalarında kireçlenme meydana getirebilir. Sertlik giderilirse; sabun ve deterjan sarfiyatı azalır, korozyon ve taşlaşma kontrol edilebilir. Sertlik başlıca; kireç-soda yöntemi, sodyum hidroksit ile muamele, sodyum sülfatla yumuşatma ve iyon değiştirme yöntemleri ile giderilebilir.

  • Demir Ve Manganın Zararlı Etkileri Nelerdir?

Demir ve mangan içme sularında istenmeyen renk ve bulanıklığa sebep olurlar.Demir ve manganın yüksek konsantrasyonlarda olması, su iletim hatlarında demir bakterilerinin çoğalmasına neden olur.Bu bakteri kütleleri suya kırmızı- kahverengimsi bir renk verirler.

Demir bakterilerinin çoğalmasıyla  borularda kesit daralması, vana, su saatleri gibi aksamların tıkanması problemleri ortaya çıkar.  Ayrıca borularda biriken bakteriler zamanla tutunduğu ortamdan koparak suyun kirlenmesine sebep olurlar.

Bu tür sular aynı zamanda çamaşır, kumaş ve porselen eşya üzerinde leke bırakırlar.Demir kahverengimsi, mangan gri-siyah lekeler yapmaktadır.

Bu özellikleriyle demir ve mangan konsantrasyonları yüksek sular; kağıt, deri, dokuma, plastik, gıda gibi sanayilerde kullanıldıklarında ürünün renk ve tadında değişmelere sebep olduklarından istenmezler.

  • Suda Demir ve Mangan nasıl oluşur ?

Demir ve mangan (manganez)yer altı sularında hemen her zaman , yüzeysel sularda ise yılın belirli aylarında yüksek konsantrasyonlarda bulunduklarından içme ve kullanma suları bakımından sorun yaratmaktadırlar.

Demir ve mangan suda çözünmeyen (Fe+3 ve Mn+4) ile çözünen (Fe+2 ve Mn+2)hallerinin her iki şeklinde de bulunmaktadır. İki değerlikli demir ve mangan , genellikle yer altı sularında bulunur.

Demir doğal sularda çözünür ve Ferrus iyonları , ferrik iyonları (asiditesi yüksek sularda çözünür), ferrik oksit olarak ve organik bileşiklerde kombine halde veya demir bakterileri bünyesinde bulunur.

Su havalandırıldığında , içinde bulunan karbondioksit  havaya karışırken suyun çözünmüş oksijen içeriği artmaya başlar ve oksijen ferrus (Fe+2) iyonlarını oksitleyerek , suda çözünmeyen Fe+3’e dönüştürür.

Fe+3 iyonları da serbest hidroksil (OH-) iyonlarıyla reaksiyona girerek ferrik hidroksit [Fe(OH)3] oluşturur.Bu bileşik de çözünmez jelatinimsi bir yapıya sahiptir ve bulunduğu yüzey üzerinde birikim yapar.Aynı şekilde Mn+2 iyonları da Mn+’e dönüşürler.

  • İçme ve kullanma sistemlerinde arıtma sistemleri nasıl belirlenir?

Arıtma prosesleri ve tercih edilecek arıtma derecesi ham suyun kalitesine ve istenen çıkış suyu kalitesine bağlıdır.  Teori olarak içme suyu kalitesine getirilemeyecek su olmamakla birlikte, maliyet en önemli faktörlerden birisidir.İçme suyu arıtımında temel metotlar fiziksel, kimyasal ve daha az bir oranda da biyolojik proseslerdir.

Suyun insan tüketimine uygun hale getirilmesi için arıtma yönteminin seçiminde;

  • Ham suyun özellikleri
  • Tesis yeri ve arıtma tesisi yapılacak beldenin sosyo-ekonomik yapısı
  • Tesisin ilk yatırım maliyeti
  • İşletim bakım giderleri (enerji,kimyasal madde ve eğitilmiş insan gücü ihtiyacı)

gibi  çeşitli kriterler rol almaktadır.

  • Arıtma tesisi kurdurmak istiyorum değişik alternatifleri nasıl kıyaslayabilirim nelere dikkat etmem gerekiyor?

Önclelikle size sunulan sistemin çıkış suyu kalitesinin garantisini almanız gerekir bunun dışında ilk yatırım maliyetine bağlı olarak işletme masrafları ikinci önemli detaylar arasında gösterilebilir.

Kullanacağınız sarf malzemenin kolay temini elektrik sarfiyatını ve işletme için personel gereksinimi olup olmadığını göz önünde bulundurmanız gereklidir. En önemli detay ise sistemi kuran firmanın ihtiyaç duyulması durumunda gerekli teknik desteği sağlayıp sağlayamayacağıdır. Piyasadaki bir çok firma bu konuda yetersiz olduğu için kurulum maliyetlerini kalitesiz malzeme kullanımı  ve düşük fiyatla yaptıkları sistemlerde genellikle bu tarz şikayetlerle sık sık karşılaşılmaktadır. Unutmayın ki hiçbir sistem kurulduktan sonraki dönemde her zaman aynı kalitede ve süreklilikte ihtiyacınızı karşılayamaz ve teknik desteğe ihtiyaç duyar. Bu noktada sizlere sıkıntı yaşatmayacağınıza inandığınız firmaların tekliflerini göz ardı etmemenizi öneririz.

  • Fiziksel arıtma nedir? hangi durumlarda yapılır?

Sudaki kirliliğin partikül büyüklüğü, özgül ağırlık, viskozite gibi fiziksel özelliklerine bağlı arıtma yöntemleridir.  Bu tip işlemlerin tipik örnekleri, ızgara, çökeltme, filtrasyon ve gaz transferidir.

Fiziksel arıtma en basit arıtma tipidir.  Bu arıtma tipi ile yaklaşık partikül büyüklüğü  10mm’ye kadar olan askıdaki ve yüzen maddeler tutulur.

  • Biyolojik Arıtma nedir?

Çözülebilir ve kolloid organik kirleticileri gidermek için bakteri faaliyetleri ile oluşan biyokimyasal reaksiyonlardan yararlanılır.İçme suyu arıtımında, yavaş filtrelerde gerçekleşen biyolojik filtrasyon en tipik örneğidir. Biyolojik arıtma ile partikül büyüklüğü 10-8 mm’ye kadar olan organik maddeler tutulabilir.

  • Kimyasal Arıtma nedir? Hangi durumlarda yapılır?

Ham suyun içinde bulunan ve çökelmeyen kolloidal maddeler ve yavaş çöken askıda katı maddeleri hızlı çökelen floklara dönüştürmek için suya kimyasal madde ilavesiyle gerçekleştirilen arıtmadır.

Ham suda bulunan negatif elektrik yüklü askıdaki ve kolloidal partiküller birbirlerini iterek yumaklaşmayı dolayısıyla çökelmeyi önlerler.Suya karıştırılan kimyasallar pozitif yüklü metal iyonlar içerdiğinden, negatif yüklü olan askıdaki ve kolloidal partikülleri nötralize ederler.(Koagülasyon) Bu nötralizasyon sonucu partiküller birleşip yumaklaşmaya başlar (Flokülasyon) ve birleşmeden sonra çökelerek sudan uzaklaştırılabilir hale gelirler.

  • İçme suyu arıtımında kullanılan kimyasaalr hangileridir? Seçim kriterleri nelerdir?

İçme suyu arıtımında koagülasyon için alüminyum ve demir tuzları kullanımı yaygındır.Diğer pıhtılaştırıcı (koagülant) maddelere oranla daha iyi flok oluşturması, daha ucuz olması , kullanım, depolama ve taşıma kolaylığı nedeni ile genellikle kısaca alum olarak adlandırılan, alüminyum sülfat tercih edilir.  Koagülasyon işlemini kolaylaştırıcı kimyasal olarak da bazen polielektrolit kullanılır.

pH aralığı 5-7,5 olan ham sularda alum daha etkindir.  Uygun pH aralığını sağlamadan yapılan alum dozlaması, yetersiz yada aşırı floklaşmaya neden olarak tesisin verimini düşürdüğünden , gerektiğinde kireç veya sülfürik asit ilavesi ile uygun pH aralığı temin edilerek, optimum alum kullanımı sağlanır.

Kimyasal arıtma ile askıdaki ve yüzen maddelerden başka partikül büyüklüğü 10-6 mm olan küçük kolloid askıdaki katı maddeler tutulabilir. Kimyasal arıtmalı sistemlerde hızlı-yavaş karıştırma (flokülasyon-koagülasyon) , çökeltme, hızlı filtre ve iyon değişimi kullanılabilir.Bu tip sistemlerde genel olarak diğer üniteler, fiziksel arıtma ile aynı olmakla birlikte, durultma ve filtreleme işlemi fiziksel arıtma sistemlerinden farklılık göstermektedir.

  • Arıtma sisteminde yer seçimi nasıl yapılır nelere dikta edilmelidir?

Arıtma tesisi yapılacak yerin durumu ve alanın büyüklüğü,arıtma tipine karar verirken dikkat edilecek önemli diğer bir etkendir.  Artıma tesisine ayrılabilen alanın çok kısıtlı olduğu durumlarda, çok yer gerektiren sistemler yerine daha az yer kaplayan ama daha karmaşık sistemler seçilmesi zorunlu olabilir. (Yavaş filtre yerine hızlı filtre, çamur kurutma yatakları yerine pres filtre kullanılması gibi)

Böyle durumlarda işletilmesi biraz daha güç olmasına rağmen, ünitelerin katlı yapılması yoluna gidilebilmektedir.

  • Dere suyunu arıtıp işletmemizde kullanmak istiyoruz bunun için nasıl bir arıtma sistemi kurabiliriz? nelere dikkat etmeliyiz.?

Yer altı sularının kalitesinde zamanla büyük bir değişim gözlenmez.Ancak dere ,göl ve baraj gibi yüzeysel suların kalitesinde saatlik,günlük ve mevsimlik değişimler söz konusudur.Örneğin yoğun bir yağış sonucunda ,çevreden gelen kirliliklerin yağmurla suya karışımı ile suyun kalitesi büyük oranda değişebilmektedir.Seçilecek proses su kalitesindeki ani değişimlere karşı esnek olabilmektedir.

Artıma prosesinin seçiminde ikinci önemli etken ,su kaynağının kalitesidir.Ham su kaynaklarının içme suyu amaçlı kullanılabilmesi için su kirliliği yönetmeliğine göre kalite sınıfının uygun olması ve tüketime verilecek suyun geçerli içme suyu standartlarını sağlaması gerekmektedir. Su kaynaklarının kalitesinin tespiti için ham su yaklaşık bir senelik dönem için incelemeye alınarak suyun fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik ve ağır metal analizlerinin yapılması ve elde edilen sonuçların su kirliliği yönetmeliği ve TS 266 ‘ya göre yorumlanması gereklidir.

  • Kuyu suyu arıtma kriterlerini nasıl kıyaslayabilirim bunun için tablonuz varmı?

 

Tablo 7.1. İçme Suyu Kaynağı Olarak Kullanılması Planlanan Ham Su Kaynaklarının Özellikleri

Suyun içerisinde bulunan maddeler

Çok temiz kaynak

tasfiye için dezenfeksiyon  uygulanması yeterlidir.

İyi bir kaynak

Filtrasyon ve dezenfeksiyon

Çok iyi olmayan kaynak, özel ve ilave tasfiye dezenfeksiyon

BOI5 (mg/lt)

Aylık ort.

 

Max.günlük

 

 

 

0,75 - 1,5

 

1,0 - 3,0

 

1,5 - 2,5

3,0 - 4,0

 

 

2,5

4,0

 

Koliform

EMS /100 ml

Aylık ort.

 

Max.günlük

 

 

 

 

50 – 100

 

numunelerin %5’inden  azında 100’den fazla

 

 

50 – 5000

 

%20’sinden azında 5000

 

 

5000

 

%5’inden azında 20.000

Çöz.  O2  (mg/lt) ortalama doygunluk yüzdesi

 

 

4,0 – 7,5

 

75

 

4,0 – 6,5

 

60

 

4,0

 

pH ortalama

 

klorid (max.mg/lt)

 

florid (mg/lt)

 

fenol bileşikleri (max.mg/lt)

 

6,0 – 8,5

 

50

 

 

1,5

 

yok

5,0 – 9,0

 

50  – 250

 

 

1,5 – 3

 

0,005

3,8 – 10,5

 

250

 

 

3,0

 

0,005

Renk (birim)

 

Bulanıklık (birim)

 

0 – 20

 

0 – 10

20 – 150

 

10 – 250

150

 

250

  • İçme ve kullanma sularında suya oksijen kazandırma işlemi neden ve nasıl yapılır?
  • Havalandırma yapıları suya oksijen kazandırarak demir ve manganın oksidasyonu, amonyumun giderilmesi, karbon dioksit, hidrojen sülfür, metan, uçucu yağlar ve kimyasal maddelerin giderilmesinde kullanılır.
  • Biyolojik tasfiye için lüzumlu oksijenin sisteme verilmesinde
  • Nehir veya göllerde çözünmüş oksijen standartlarının karşılanması için sisteme oksijen verilmesi gerekmesi durumlarında , suya oksijen transferi söz konusudur.

 

Parametre

Birim

Avrupa Topluluğu

( 1980 )

WHO

( 1986 )

Türk Standartları İçme Suyu Standardı

(TSE-266)

 

 

Tavsiye edilen maksimum

Değer              Değer

Tavsiye edilen değer

Tavsiye edilen maksimum

Değer             Değer

Renk

 

Pt – Co

1

20

15

-5

50

Bulanıklık

 

NTU

0,4

4

5

5

25

Sıcaklık

 

oC

12

25

 

 

 

Elektriksel

iletkenlik

Pınhos/ cm

400

 

 

 

 

Klorür

 

Mg /lt

24

 

250

200

600

Sülfür bakterisi

 

/20 ml

 

EMS<1

0

 

 

Heptaklor

 

Mg /lt

 

 

0,0001

 

 

Pestisitler (her biri için)

Mg /lt

 

0,00001

 

 

 

Aldrin ve dialdrin

 

 

 

 

0,00003

 

 

Toplam

 

Mg /lt

 

0,5

 

 

 

Lindan

 

Mg /lt

 

 

0,003

 

 

Klordan

 

Mg /lt

 

 

0,00003

 

 

  • içme suyu standartlarını nasıl bulabilirim?

Tablo :13.3. İçme Suyu Standartları

 

  • İçme ve kullanma sularında karbondioksit giderimi veya kazanımı neden nasıl yapılır?

 

Havalandırma ünitesinde suyun yapısına bağlı olarak karbondioksit ‘in bazen sudangiderilmesi , bazende suya verilmesi durumu söz konusu olabilir.Bu amaçla  sudaki karbonat dengesini ayarlamak için bir miktar karbon dioksitin sistemden uzaklaştırılması gerekebilir.

Bunun yanında sudaki mevcut sertlik’in giderilmesi söz konusu olduğunda metod olarak kireç-soda metodu düşünülüyorsa giderim için suya karbon dioksit verilmesi gereklidir.

 

  • İçme suyunda istenmeyen tat ve kokular nasıl giderilir?
  • Suda istenmeyen koku ve tadın giderilmesi, metallerin korozyon etkisinin azaltılması ve çimentonun ayrışmasının önlenmesi için Hidrojen sülfür’ün (H2S) giderilmesi gerekir. Havalandırma ile H2S büyük ölçüde giderilebilir.

 

  • Suda metan giderimi nasıl yapılır?

Anaerobik ayrışmanın ürünlerinden metanın sudan giderilmesinde de havalandırma kullanılır.

  • Sudaki uçucu yağlar ve kimyasal maddelerin giderimi nasıl yapılır?
  • Bu maddeler suya istenmeyen tad ve koku verdiklerinden ve sağlığa Zararlı olduklarından yağlar ve kimyasal maddelerden uçucu olanlar, havalandırma ile giderilebilir.
  • içme ve kullanma sularında havalandırma işlemi nasıl yapılır? Çeşitleri nelerdir?

Havalandırma işleminden sonra ünitelerin çıkış kanalında demir, mangan, alg, tat ve  koku ile mikroorganizmaların giderimi için ön klorlama yapılır.  Ham suyun çözünmüş oksijen içeriğini, cazibe ile çalışan; kaskat t ipi havalandırıcılar, mekanik püskürtücüler (fıskiyeli) ve basınçlı hava ile artırmak mümkündür.

Su ve atık su tasfiyesinde kullanılan havalandırıcıları dört sınıfta toplamak mümkündür;

  1. Cazibe İle Çalışanlar
  2. Püskürtücüler
  3. Basınçlı Hava İle (Kabarcıklı) Havalandırma
  4. Mekanik Havalandırıcılar
  • Basınçlı hava ile havalandırma işlemi nasıl yapılır?

Bu tip havalandırma da  dikdörtgen bir havuzun tabanına veya belli bir yüksekliğe yerleştirilen delikli borulardan basınçlı hava verilir. Bu yöntemde ihtiyaç duyulan hava, hava kompresörlerinden sağlanır.

  • Fıskiyeli havalandırma (Püskürtücüler) nasıl yapılır ?

 Su püskürtücüden  düşey  veya eğimli bir açı ile püskürtülür.  Bu tip havalandırıcılar gerek O2 transferi gerekse karbondioksitin uzaklaştırılmasında çok verimli olmalarına rağmen geniş alana ihtiyaç duyması  ve kışın don tehlikesine maruz kalması ve enerji ihtiyacı gibi nedenlerle çok sık kullanılmamaktadır.

  • Kaskat tipi havalandırma nasıl yapılır?

Kademeli (kaskat) tipi havalandırıcılar içme suyu tasfiyesinde  basit ve ucuz bir havalandırma sistemidir.  Tek düşümlü (savak ) havalandırıcılarda düşüm yüksekliğinin 0,7m’den fazla olması halinde havalandırma verimliliğinin azaldığı belirlenmiştir.  Bu nedenle tek düşümlerdeki bu problemi ortadan kaldırmak amacıyla basamak şeklinde kademeli bir havalandırma tatbik edilebilir. 

Su belli bir yükseklikten düşürülürken hava ile temas ederek oksijen kazandırılır.  Bu tip havalandırıcılarda basamakların sayısı ve yükseklikleri suyun yapısına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.

  • içme suyu arıtmında hangi tip havalandırma işlemi yapılır

İçme suyu arıtma tesislerinde en yaygın olarak kullanılan havalandırma ünitesi tipi kaskat (merdiven) havalandırıcılarıdır.  Bu ünitede demir, mangan ve organik madde oksidasyonundan dolayı zamanla kaskatlar yosunlaşabilir veya demirin oksitlenmesiyle kızılımsı, manganezin oksitlenmesiyle de siyah renkli bir film tabakası kaplanabilir.

Tesis genel bir bakımda iken  yada renk oluşumları arttığında bu oluşuma  fırsat verilmeden ünite by-pass edilerek basamak yüzeyleri fırçalanarak temizlenmeli ünite tabanında birikebilecek kum,çakıl v.s birikimini önlemek için temizlenmelidir.

  • Sularımızda Değişik Dönemlerde Gözlenen Yosunlaşmayı Nasıl Giderebilirim?

Yosunlaşmayı engellemek amacı ile özellikle güneşli yaz günlerinde ön klorlama işlemi zaman zaman havalandırma girişinden yapılmalıdır.  Ancak havalanma ile klor gazının büyük bir kısmı uçacağından tesisin diğer ünitelerinin de yosunlaşmadan korunabilmesi için ön klorlama normalde kaskatlardan sonra yapılmalıdır.  Kaskatlarda savaklamanın düzenli oluşu kontrol edilmeli, kırılan hasar gören kısımlar varsa tamir edilmelidir.  Çok katlı tablalı havalandırıcılarda; su yukarıdan latalı, delikli ve tel örgülü tabanla teşkil edilmiş bir seri tablanın üzerine dağıtılarak verilir ve aşağı düşen su en altta bulunan bir havuzda toplanır.

  • Sudaki Amonyağı Nasıl Giderebilirim?

 Kule şeklindeki çok katlı tablalı havalandırıcılar genellikle kapalı alanlar içerisine inşa edilirler.  Bunlar özellikle karbondioksit ve amonyağın sudan giderilmesi için kullanılırlar ve karşı akım esasına göre çalışırlar, yani su yukarıdan aşağıya dökülürken, aşağıdan yukarıya hava verilir.  Gerek içme suyu maksadıyla alınan ham sudaki ve gerekse kullanılmış sulardaki amonyumun giderilme işleminde çok katlı tablalı havalandırıcılar kullanılır.

  • Su Arıtımında Sıkça Duyduğum Yumaklaştırma İşlemi Nedir?

Yumaklaştırma işlemi küçük partiküllerin yumaklar haline getirilerek çökeltilmesidir.  Bu işlem pıhtılaştırma ve yumaklaştırma olmak üzere iki aşamadan meydana gelmektedir.

  • Yumaklaştırma İşlemiyle Neler Arıtılabilir?
  • İçme suyu arıtımında suda renk ve bulanıklığa neden olan  maddeleri gidermek için filtrasyon işleminden önce kullanılabilir
  • Özellikle tekstil, kağıt, dokuma sanayi gibi çeşitli sanayi dallarından meydana gelen atıksuların arıtılmasında yaygın olarak kullanılır.
  • Aynı zamanda yine birtakım sanayi kollarından gelen ağır metallerin (arsenik, civa, krom vb.) tasfiyesinde yumaklaştırma yöntemi kullanılır.
  • Yumaklaştırma, ham suda mevcut olan fosfatın giderilmesinde de uygun bir arıtma metodu olarak düşünülebilir
  • Yumaklaştırma İşlemine Yardımcı Çöktürücüler Nelerdir ?

Yumaklaştırma işlemini hızlandırmak ve daha büyük yumaklar elde etmek için  Al+3 ve Fe+3 gibi yumaklaştırıcıların konsantrasyonlarını azaltmak ve sudaki organik maddelerden kaynaklanan sorunları gidermek için yumaklaştırıcı yardımcı maddeleri kullanılır. 

Bu maddeler yumaklaştırıcı olarak kullanılan kimyasalların etkisini daha iyi ve daha çabuk göstermesini, bu şekilde de yumaklaştırma işleminden elde edilen verimin artırılmasına yardımcı olurlar.

Bu yardımcı yumaklaştırıcılar çok çeşitli olup bazıları şunlardır;

  • Polielektrolitler (anyonik, katyonik )
  • Alkali ve Asitler
  • Kil
  • Aktif Silika
  • Kalsit

 

  • Atıksu Arıtma Tesisimizde Çökme İşlemini İstediğimiz Oranda Gerçekleştiremiyoruz Nerede Hata Yapıyoruz Sizce?

Yumaklaştırmanın verimine etki eden belli başlı özellikler bulunmaktadır.  Bunlar;

  • Arıtma tesisine gelen ham suyun kalitesi
  • Sudaki içerisinde bulunan kolloidlerin ve askıdaki katı maddelerin miktarı ve bileşimleri 
  • Suyun alkalinitesi
  • Ham suyun sıcaklığı
  • Ham sudaki mevcut bulanıklık değeri
  • Sudaki iyonların miktar ve özellikleri
  • Arıtma tesisinde kullanılan yumaklaştırma mekanizmasının çeşidi
  • Ham suyun hızlı ve yavaş karıştırıcılarda bekleme süreleri
  • Yumaklaştırıcı olarak kullanılan kimyasalların cinsleri ve dozlama miktarları
  • Suyun pH değeri

size tavsiyemiz bu parametrelerin doğru değerlendirilmesi için atıksu departmanımıza başvurmanızdır. en doğru ve kesin  çözümü alternatifleri ile birlikte bulabilirsiniz.

  • Tesisimizde Hızlı Karıştırma Ünitesi Kurmak İstiyoruz Bununla İlgili Yardımcı Olabilirmisiniz?

Kimyasal arıtma tesislerinde bulunan ve kimya binasındaki çözelti hazırlama tanklarında hazırlanan bazı kimyasal çözeltilerin suya dozlandığı ve karıştırıldığı ünitelerdir.

Gereken durumlarda endüstriyel nitelikli atıksuların arıtımında kullanılan bir yöntem olup tasarım için eklenecek olan kimyasal maddenin cinsi, hedeflenen karışımın amacı ve atıksuyun debisine bağlı olarak tasarlanır. Örneğin kireç kullanılarak yapılacak bir nötralizasyonda hidrolik bekletme süresi, sadece demir tuzlarının koagülasyon amacıyla sisteme ekleneceği durumlardan daha fazla seçilmeli, atıksuyun tampon kapasitesi vb dikkate alınmalıdır.

Bu ünitede gerçekleşen koagülasyon (yumaklaşma) için koagülant (yumaklaştırıcı) ve yardımcı kimyasal maddelerin suya hızla karıştırılması ile su içerisinde üniform olarak dağıtılması gereklidir.  Hızlı karıştırma mekanik aksam kullanılmadan, dalgıç perdeli veya yatay perdeli karıştırma tanklarında gerçekleştirilebilir.

  • Yavaş karıştırma ünitesini alternatif olarak kullanmak istesek nasıl kıyaslayabiliriz? (aynı müşteri 2.sorusu )

Kimyasal maddelerin hızlı karıştırma ünitesinde ham suya karıştırılmasından sonra yavaş karıştırma ünitesinde flok (yumak) oluşması ve çökeltilebilecek büyüklüğe ulaşması için flokülasyon (yumaklaştırma )işlemi gerçekleşir.

Özellikle büyük kapasiteli arıtma tesislerinde harcanan alüm miktarını azaltmak ve flok verimini artırmak için yardımcı olarak polielektrolit kullanılabilir.  Tesiste polielektrolit kullanılması durumunda yavaş karıştırma yapısında suya karıştırılmalıdır.

Bu ünitede flokülasyonun verimliliğini artırmak için karıştırma hızının kademeli      olarak azaltılması gereklidir.  Bu nedenle havuzlar en az iki kademeli olarak yapılırlar.  Yavaş karıştırma işlemi mekanik yada hidrolik olarak yapılabilir.  Bu ünitede elde edilen flok verimi ne kadar iyiyse çöktürme havuzundaki çökelme de o kadar iyi olur ve durulmuş su kalitesinin artması sonucunda filtrelere daha geç kirlenir. 

  • Fabrikamızda kullandığımız kuyu suyunda dönemsel çamur sıkıntısı yaşamaktayız buda ürünlerimizi olumsuz etkilemektedir. Çözüm önerilerinizi bekliyoruz

Size uygulayabileceğimiz en ekonomik vekalıcı yöntem basit çöktürme tanklarıdır Bu tanklar genellikle sudaki kendiliğinden çökebilen katıların sudan uzaklaştırılması için kullanılır.  Bulanıklığı çok fazla  olmayan sularda, suya herhangi bir kimyasal madde verilemeden, sudaki kirletici parametrelerin belli bir hızla geçirilmesi sırasında yerçekimi etkisi  ve kendi özgül ağırlıkları yardımıyla çökeltilmesi esasına göre çalışır.  Özellikle fiziksel arıtma tesislerinde, yavaş kum filtrelerinden önce ve onun yükünü azaltmak amacıyla kullanılır.  Basit çökeltim tankları genellikle dikdörtgen ve yatay akışlı olurlar.  İşletilmeleri nispeten kolay olan tanklardır.

  • Fabrikamızdaki Arıtma Tesisimizde Hızlı Ve Yavaş Karıştırma Ünitesinden Çıkan Suyu Normalde Daf Ünitesine Veriyoruz Fakat  Buradan Çıkan Suyun Kalitesi İstediğimiz Değerlerde Değil Ne Yapabiliriz?

yapılacak en mantıklı işlem bu iki ünite arasında durultucu tankları kullanmaktır. arıtma tesislerinde hızlı karıştırma ve yumaklaştırmayı takip eden çökeltme, sudaki renk ve bulanıklığı gidermek için yumaklaştırıcı kimyasal maddelerin ilavesi  ve gerektiğinde sertliği gidermek için kireç ve soda ilavesi sonucu oluşan çökebilen maddeleri sudan uzaklaştırmak amacıyla kullanılırlar. bu şekilde gerekli ilaveler yapılarak istenilen değerler tutturulabilir. detaylı bilgiyi uygulama aşamasında atıksu departmanımızdan alabilirisiniz

  • Bu sistemde benım tesisime en uygun durultucuyu nasıl seçebilirim alternatiflerim nelerdir.? Yardımcı olursanız sevinirim ( aynı müşteri 2. sorusu)
  • Yatay akımlı dikdörtgen durultucu
  • Yukarı akışlı durultucu
  • Reaktör durultucu
  • Çamur battaniyeli durultucu
  • Plakalı durultucu
  • Tüplü çökelme

Bu durultucuların bazılarında flokülasyon  (yavaş karıştırma )ve çökeltme işlemi aynı tank içinde yapılmaktadır.  Bu tip sistemlere birleşik sistemlerde de denir.  Bu tip sistemlerin yatırım maliyetleri de diğerlerine  nazaran daha düşüktür.

 Ayrıca bu sistemlerde genellikle yukarı akışlı çökeltme tankları kullanıldığından yatay akışlılara göre daha büyük yüzey yükleri kullanılır.  Ancak işletme sistemleri diğer durultucu tiplerine oranla daha zordur.

Durultucu veriminin daha da artırılması gerektiği ve yer probleminin olduğu tesislerde alan ihtiyacının azaltılması için plakalı ve tüplü tip durultucular kullanılmaktadır.

  • Filtrasyon işleminin su arıtmadaki  amacı  nedir?

Filtrasyon fiziksel, kimyasal ve bazı durumlarda  biyolojik bir proses olarak su arıtımında kullanılan en eski ve en temel yöntemlerden biridir.

  • Çöktürme ünitesinde çöktürülemeyen suda asılı bulunan küçük boyuttaki daneleri sudan uzaklaştırmak
  • Organik maddelerin okside olmasını sağlamak (yavaş kum filtrelerinde)
  • Mikroorganizmaları nispeten sudan uzaklaştırmak
  • Sudaki mevcut demir ve manganı okside etmek
  • Amonyumu okside etmek
  • Kaç çeşit filtrasyon yöntemi vardır?

Kullanma maksatlarına göre filtreler çeşitli sınıflara ayrılır

  • Yavaş kum filtreleri ( Bati Filtreler )
  • Hızlı kum filtreleri  ( Seri Filtreler )

İnşaat ve hidrolik şartlarına göre filtre sınıfları

  • Yer çekimi ile çalışan filtreler

Bunların üstleri açık olup, su yerçekimi ile akar ve filtrelerden çıkan su atmosfer basıncındadır.

  • Yukarı akışlı filtreler

Bu filtrelerde su girişi alttandır. 

  • Basınçlı filtreler

Bunlar basınca dayanıklı tank şeklindedir.  Su tulumba ile filtre içerisine basılır, basınçla filtreye girer ve basınçla çıkar.

 

Filtre malzemesine göre sınıflandırma yapılırsa

 

  • Kum filtreleri
  • Antrasit kömürü ile teşkil edilen filtreler
  • Birden fazla malzemenin kullanıldığı filtreler ( kum ve kömür kullanılan filtreler gibi )
  • Diatomit filtreler

 

  • Hızlı ve yavaş kum filtreleri arasında ne gibi farklar vardır?

Küçük yerleşimlerde ham suyun bulanıklığı fazla değilse ve arazi de uygun ise işletme kolaylığı bakımından yavaş kum filtreleri daha çok tercih edilmektedir.  Hızlı kum filtrelerinde ise filtreleme hızı daha yüksek olduğundan daha az alana ihtiyaç olup daha fazla verim elde edilir. Yavaş kum filtreli fiziksel arıtma tesislerinin, hızlı kum filtreli kimyasal arıtma tesislerine göre başlıca avantaj ve dezavantajları şöyledir;

Avantajları

  • Tesisin tasarım ve inşaatı kolaydır
  • Ekipman sistemi ve işletimi kolaydır
  • Daha az kontrol gerektirir
  • Üretilen su, kimyasal olarak arıtılan sulara göre daha az korozifdir
  • Elde edilen su kalitesi daha iyidir
  • Tesis içi su kayıpları azdır
  • Çamur kimyasal kaynaklı olmadığından daha az miktardadır
  • Oluşan çamurun arıtımı daha kolaydır
  • Biyolojik aktive nedeniyle filtrelenmiş su amonyak içermez
  • Hastalık yapıcı mikroorganizmaların giderim verimi oldukça yüksektir
  • Enerji giderleri çok azdır.

Dezavantajları

  • Alan gereksinimi fazladır
  • Alan gereksinimine bağlı olarak yapı ve kum ihtiyacı arttığından ilk yatırım maliyeti biraz yüksektir
  • Ham su kalitesindeki ani değişimlere karşı fazla işletme esnekliği sağlamaz
  • Renk problemlerinin giderilmesinde fazla verimli değildir
  • Alg sorunu çok olan sularda iyi bir sonuç alınamaz
  • Bulanıklığı belirli bir miktardan fazla olan sularda temizlik aralıkları sıklaşır ve işletme maliyeti artar
  • Temizlik işlemleri elle yapıldığından güç ve vakit alıcıdır.
  • Yavaş kum filtreleri hakkında biraz daha bilgi verebilirmisiniz?

Suyun insan tüketimine uygun hale getirilmesi için arıtılmasında her zaman pahalı ve kompleks arıtma sistemlerinin yapılmasına gerek yoktur.  Proses seçim kriterleri uygun olduğunda, yerel teknisyenlerle bakımı ve işletimi yapılabilen güvenilir ve daha basit içme suyu arıtma sistemleri  tercih edilmektedir.  Yavaş kum filtrasyonu bu ihtiyaca cevap verecek bir sistem olarak önerilmektedir.

Bu filtreler genellikle bulanıklık değeri 50 NTU değerini aşmayan sular ile  alg ve renk problemi olmayan Sınıf-I ve Sınıf-II  sularda ve fiziksel arıtmanın tercih edildiği durumlarda kullanılır.

Yavaş filtrelerde ham su çekimi etkisi ile ve düşük hızda ince daneli bir kum tabakasından geçirilir.  İşletme sırasında kum yatağının yüzeyinde bir biyolojik tabaka oluşur ve süzme işleminin büyük bir kısmı bu tabakada gerçekleşir.  Zamanla bu tabaka kirlendiği için oluşan tıkanma, üstten kirli kumun kazınmasıyla giderilir ve filtre yeniden devreye alınmadan önce mevsim koşullarına bağlı olarak birkaç gün bu tabakanın tekrar oluşması sağlanır.

  1. hızlı kum filtreleri hakkında bilgi verirmisiniz? ( aynı müşteri 2.sorusu)

İçme suyu arıtma tesislerinde bu filtreler farklı şekillerde kullanılabilirler;

  • Tek arıtma birimi olarak, derin yer altı sularında, demir ve manganın giderilmesinde
  • Arıtma verimini artırmak ve yavaş filtre yükünü azaltmak için yavaş filtrelerden önce
  • Yüzeysel suların arıtımında, genellikle debinin yüksek olduğu durumlarda ve kimyasal arıtma sistemlerinde (koagülasyon-flokulasyon ve durultma işlemlerinden sonra) son arıtma ünitesi olarak.

Hızlı filtrelerde filtre ortamı olarak çoğunlukla kum kullanılır.  Yüksek filtreleme hızını sağlamak için, kum dane çapı yavaş filtrelere göre daha iridir.  Kum yatak en alttaki çakıl tabakaları ile desteklenir.

Hızlı filtre ünitelerinde yavaş filtrelerden farklı olarak süzme işlemi tüm filtre yatağı boyunca meydana gelir.  Ayrıca yükleme daha fazla olduğundan tıkanmada daha hızlıdır.

  • Çamur yoğunlaştırma işleminin amacı nedir nasıl yapılır?

Tesiste oluşan arıtma çamurlarının, yer çekimi etkisi ile çökeltilmesi prensibine göre veya karıştırıcı ekipman yardımı ile yoğunlaştırma işleminin hızlandırdığı tanklarda, suyunun alındığı ünitelerdir. Mekanik karıştırıcılı tiplerde, bazen polielektrolit  ve kireç gibi kimyasal maddeler de yoğunlaştırmayı hızlandırmak için kullanılabilmektedir.  Bu ünitede çamur yoğunluğu %3-10 arasına çıkartılabilmektedir.

Tanklardaki yoğunlaştırmayı hızlandırmak için kullanılan mekanik aksamın bakımı üretici firma talimatlarına uygun yapılmalıdır.

  • Fabrikamızdaki yoğun miktarda çamur çıkmaktadır. Bunların hacmini azaltmak için filtrepres dışında nasıl bir uygulama yapabiliriz?

Sizin içinen en ekonomik ve en uygun sistem çamur kurutma yataklarıdır. Çamur yoğunlaştırıcıdan alınan çamurun kalan suyunun süzülerek güneş ışınları yardımı ile kurutulabilmesi için iklim koşullarının uygun olduğu ve yer problemi olmayan tesislerde, çamur kurutma yatakları yapılır.

Çamur kurutma yatakları 20 - 40 cm kalınlığında kum serili geniş havuzlardır.  Kum tabakasının altında çamur suyunun süzülebilmesi için delikli borular döşenmiş drenaj sistemi bulunur. İşletme sırasında, çamur kurutma yatakları sırayla devreye alınmalı, ancak bir göz dolunca kurumaya bırakılarak, diğer göz işletmeye alınmalıdır.

Yataklara insan ve hayvan yaklaştırılmamalı, sinek ve böceklere karşı yaz aylarında ilaçlama yapılmalıdır.  Gözlerin 2/3’ü dolduğunda kuruyan çamurlar alınarak, belediye çöp depolama alanına götürülerek yönetmeliklere uygun şekilde tesisten uzaklaştırılmalıdır.

  • Arıtmamızdan çıkan çamuru azaltmak için Filtre Pres sistemi kurdurmak istiyoruz bu sistemler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Çamur kurutma yatağı yapılamadığı durumlarda, özellikle soğuk iklimlerde ve arazi sorunu olan büyük tesislerde kullanılan ve çamur yoğunlaştırma havuzlarından çıkan ve halen yüksek su içerikli olan arıtma çamurunun sıkıştırılarak sulu kısmından ayrıldığı mekanik preslerdir.

Özellikle atık su ve endüstriyel tesis çamurları için kullanılan pek çok çeşidi geliştirilmiştir.  İçme suyu arıtma tesisinde ise tesis debisi, bulanıklık ve kullanılan kimyasal, durultma verimi gibi faktörler çamurun miktarını ve içeriğini değiştirdiğinden, farklı pres sistemleri kullanılmaktadır.

Bu ünitelerin işletme ve bakımı üretici firma talimatlarına uygun yapılmalı, işletme sırasında preslenen çamurun su içeriğinin yeterince azaltılıp azaltılmadığı izlenmelidir.

Saha Ekibi ileTEKNİK DESTEKHIZLI ÇÖZÜMALTERNATİFLER

Image
Image